09 November 2023

BOLUM 2: EYOBUS ILE KUZEY AVRUPA DENEYIMI/ LITVANYA - VILNIUS (TR VERSIYON)


Eyobus ile Kuzey Avrupa deneyimi yazi dizisinin ikinci bolumu ve gezimizin ilk ulkesi olan Litvanya yazi bolumune hosgeldiniz sevgili blog okuyucularim. Umarim bundan sonra paylasacagim tum bilgiler ile sizlere gezi tecrubelerimi anlatirken, bende sizlerle yeniden gezmis ve sizlerin sayesinde bu macera dolu gunlerimi yeniden hatirlamis olacagim. Butun bu rotaya sizleri de dahil etmenin mutlulugunu ve gururunu yasiyorum. Artik baslayalim baltik ulkelerinin guzel ulkelerinden biri olan Litvanya'nin Vilnius sehri hakkinda bilgi vermeye.  Vilnius, Litvanya’nın başkenti ve en gelişmiş şehri olmasının yanı sıra Baltık ülkelerinin de ikinci en büyük şehridir. Tarihî şehri 1994 yılında UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne giren Vilnius 2009 yılında Avrupa başkenti seçilmiştir. Vilnius sehrinin ismi ise Litvanya’dan Beyaz Rusya’ya doğru akan Vilnia Nehri’nden ortaya cikmistir. 

Sizleri bu yazi dizisinde cok fazla tarihi bilgilerle kafanizi sisirmek istemiyorum isin daha eglenceli kismi olan gezilip, gorulecek yerler hakkında daha fazla bilgi paylasiminda bulunmak istiyorum. Litvanya Ulusal Müzesi, Soykırım Kurbanları Müzesi ve Mickiewicz Müzesi şehrin kültürünü ve tarihini anlamak için mutlaka ziyaret edilmesi gereken müzeler arasında bulunuyor. Tüm Azizler Kilisesi ve Vilnius Katedrali şehrin mimari ve dini yapısını anlamak için uğranması gereken noktalar arasında. Uzupis Cumhuriyeti ise kendine has yapısıyla dikkat çekici. Trakai Kasabası, Gediminas Kalesi ve Üç Haç Tepesi ise gidip görülmesi gereken diğer yerler arasindadir.

Tur programi ve suresini goz onune aldigimizda tabi bazi yerleri goremedik ama gorulmesi gereken yerler arasinda olan Tüm Azizler Kilisesi, Vilnius Katedrali, Gediminas Kalesi, Uc Hac Tepesi, Uzupis Cumhuriyeti ve Vilnius sehrinin guzel sokak aralarini gezme ve sehrin atmosferine yakindan sahit olma firsatimiz oldu.  

Tum Azizler kilisesi hemen sehrin merkezinde bulunan yavruağzı rengine sahip Katolik kilisesi, Vilnius'un en guzel katedrallerinden birisidir. İkinci dünya savasi sirasinda katedral Litvanya Musevilerine yardimci olarak, hayatta kalmalari saglanmisitir. Baltik ulkelerinin uzun bir sure Sovyetler hakimiyeti altindan olmasindan dolayi, bu katedral muzeye donusuturulmus daha sonra Sovyetlerin dagilmasi ve 1990 yilinda Litvanya'nin yeniden bagimsizligini kazanmasiyla kilise eski gorevine kavusmustur. 

Vilnius Katedrali, sehrin tam merkezinde bulunan buyuk meydanda yer almaktadir. Katedral, meydanda yururken beyaz rengi ve sade mimarisi ile hemen farkedilmektedir. Katolikler icin onemli ve buyuk bir yapiya sahip olan katedral Vilnius serinin ozel yapilari icierisinde ilk siralarda kendisine yer bulmaktadir. Farkli isimler adi altinda anilsa da beyaz katedral veya Vilnius katedrali olarak daha cok bilinmektedir. Katedral icerisinde yer alan bolumler icerisinde Litvanya tarihinin en önemli figürlerinin mezarı bulunur. Ayrica yillar boyunca tac giydirme torenleri bu katedral icerisinde yapilmistir. Gunumuzde, ozel gunlerde buyuk kalabaliklar bu katedrale gelip, ibadetlerini gerceklestirmektedirler. Bu katedralin hemen yaninda gozlem kulesi de yer almaktadir ancak kiliseye giris icin ucret talep edilmezken, gozlem kulesi icin iceriye giriste ucret alinmaktadir. Tam gozlem kulesi ile Katedral arasinda meydanda bulunan bir noktada ozel bir kaldirim bolumu goreceksiniz. Kaldirimda yer alan nokta uzerinde ayaginizi kaldirmadan tam tur donerseniz dileginizin gerceklesecegi rivayet edilmektedir. Katedralin hemen yukarisinda fark edeceginiz yuksek tepelikte Gediminas kalesini fark edebilirsiniz. Yurume mesafesinde olan bu yere cikarken biraz tirmanmaniz gerecek ancak isterseniz kucuk bir miktar ucret ile yukariya funikuler ile de cikabiliyorsunuz. Biz yurumeyi tercih ettik ve havaninda sansimiza gunesli bir gune denk gelmesi ile bunu firsata cevirerek ufak bir trekking yapmis olduk.

Gediminas Kalesi, sehri tepeden goren ve savunma amacli yapilmis bir kaledir. Tepeye cikmak biraz yorucu olabilir ancak, ciktiginizda manzarayi gordugunuz zaman buraya cikip, yorulduguma degdi diyeceksiniz. Gediminas Kalesi Vilnius’un her yerinden görülebilen ve ülkenin ilk savunma amaçlı kalesidir. Kalenin gönderine ilk kez 1919 yılında millî bayrak çekilmiştir daha sonra Sovyet isagali altinda kalmis ve en sonunda Sovyetlerin dagilmasiyla 1990'li yillarda bagimsiz Litvanya bayragi, bayrak gonderine cekilmistir. Litvanya'yi tepeden goren manzaraya sahip olan kale ana meydana giris ucreti yok iken,  3 katli ve 48 metre yuksekliginde olan Gediminas kalesi icerisine girmek ucretlidir. Icerisinde Litvanya tarihini anlatan bolumler yer almaktadir. Ister kale icerisine girin, isterseniz de kale meydaninda manzaranin tadini cikartin. Ozellikle gun dogumu veya gun batimi icin ziyaretcilere tavsiye edilmektedir. Baskent isminin Vilna Nehri'nden geldigini daha once bahsetmistik. Bu bolumden sehrin isminin geldigi nehri de rahatlikla gorebileceksiniz. 

Uc Hac Tepesi, 17. yüzyılda Vilnius’un tepe noktasındaki Kalnai Parkı’na inşa edilen 3 haç zamanla şehrin sembollerinden olmuştur. Rivayete gore 7 kisi carmiha gerilir, o  zamanlarda Litvanya'da paganizm inanci yaygin oldugu icin bu cesetler tanriya adanmis ve Vilnia nehrinin soguk sularina atilmistir, Gunumuze bu hikaye ile gelen Üç hac'in orijinal yapisi ahsaptir ancak gecirdigi yangin ve tahribatlar sonrasi beton olarak insa edilmistir. Beyaz renkli üç hac, Gediminas kalaesinden rahatlikla gorulmektedir. Ziyaretciler isterlerse buraya gidebilmektedir ancak yolu biraz yorucu olabilecegini duyduk ve bizler Gediminda kalesi tarafindan fotograflarini cektik. Aynı yerde bulunan minik gözlem evindeki dürbünleri kullanarak şehrin detaylarını da inceleneilecigini duyduk. 

Vilnius sehrinde son duragi olan kendilerince bagimsiz olan ve kendi yasalari bulunan Uzupis Cumhuriyetini ziyaret ediyoruz. Uzupis Cumhuriyetine giderken yolda Vilnius'un onemli kiliselerinden olan kirmizi tuglali St. Anne kilisesini de ziyaret etmenizi ve hatira kareleri yakalamanizi oneriyoruz. Uzupis Cumhuriyeti Vilnius’un ortasına bir grup sanatçı tarafından kurulmuş özerk bir mahalledir. 1997 yılının 1 Nisan günü 12 kişilik ordusuyla bu mahalle bağımsızlığını ilan eder. “Mutlu olmak doğal bir haktır” ve “Mutsuz olmak doğal bir haktır” gibi maddeleri olan bir anayasaları vardır. Bu mahalle ozerkliginin asil temel hikayesi ise soyledir; Mahalenin kuruculari, 1990'li yillarda, Sovyet Rusya'dan bagimsizligini yeni ilan eden Litvanya'nin henuz kimlik arayasinda bulunan ve bunun yeterli olmadigini goren birkac kisilik sanatci grubu bu mahalle'nin Vilnius'tan ayrildigini ve ozerkliklerini ilan ettiklerini aciklarlar. O gunden bugune ozerk olan mahalle de cesitli sanat etkinlikleri yapilmaktadir. Hatta ve hatta bu etkinliklere bu mahalle ozerkligine toleransli davranan belediye baskani da katilmaktadir. Hemen hemen butun dillerde yasalarinin yer aldigi sokaga gidip, kendi dilinize ait olan Uzupis Cumhuriyeti yasasini bulmanizi tavsiye ediyoruz.  

Vaktiniz varsa Turk boyu izlerinin bulundugu sehre 45 dakika araba mesefesi uzakliginda bulunan Trakai kasabasina gitmenizi oneririm. Biz gidemedik ama bir daha ki ziyaretimizde kesinliklie gitmeye calisacagiz. Kalan vakitlerinizde de sehrin o guzel sokaklarini kesfetmenizi ve yerel restoranlarinda yerel yemeklerini denemenizi tavsiye ederim. Bir sonraki duragimiz olan Letonya'nin Riga sehri yazi dizisinde gorusmek uzere.



No comments:

Post a Comment